12 Nisan 2009 Pazar

Hürriyet - Kelebek / Onur Baştürk

İstanbul Filmi için Neyi Bekliyoruz

İki ay önce yazmıştım. Tıpkı meşhur “Je Taime Paris” filmi gibi, ıstanbul 2010 kültür başkenti projeleri kapsamında farklı ülkelerden yönetmenlerin ıstanbul temalı kısa filmlerinden oluşacak uzun metrajı...

O zaman çok fazla ayrıntı belli değildi.

Sadece Pedro Almodovar'la görüşüldüğünü öğrenmiştim.

Şimdi daha detaylı bilgiye sahip olabileceğiz. Çünkü proje koordinatörü Emrah Yücel bir blog açmış. Hem konuyla ilgili yanlış anlamaları önlemek hem de proje hakkında kamuoyu oluşturmak için: http://2010istanbulfilmi.blogspot.com

Projenin adı değişmiş, ıstanbul On My Mind (Aklımdaki ıstanbul) olmuş.

Bütçesi 18 milyon dolarmış. ıstanbul 2010 ajansının projeye 9 milyon dolarla yatırımcı olması bekleniyor. Ama henüz bu onaylanmış değil.
Bütçenin geri kalanı ise Amerika'dan dağıtımcı, yatırımcı ve bankalar aracılığıyla tamamlanacakmış. Gişe hasılatından elde edilen ilk 9 milyon dolar da 2010 ajansına geri verilecekmiş.

Ve gelelim en çok merak edilen şeye... Kısaları hangi yönetmenler çekecek?

Yücel bu konuda temkinli. ışi magazinleştirmek istemiyor.

O yüzden diyor ki ısrarla, “Bazı yönetmenlerle ön görüşmeler yapıldı, bazılarıyla ise hiç görüşülmedi, ama isimler belirlendi”...

Peki kimler onlar? Almanya'dan Wim Wenders, Danimarka'dan Lars Von Trier, Amerika'dan David Lynch ya da Spike Lee, İngiltere'den Mike Leigh ya da Alan Parker (“Geceyarısı Ekspresi”nin yönetmeni, manidar bir seçim), Çin'den Wong Kar Wai, Japonya'dan Takeshi Kitano, ıspanya'dan yine Almodovar.

İddialı liste böyle uzayıp gidiyor. Doğrusu insan heyecanlanıyor.

“Bir an önce çekse yönetmenler kısa ıstanbul filmlerini” oluyorsunuz.

Ama nerede? Bizde işler yavaş ilerliyor. Çünkü 2010 ajansı yürütme kurulu geçenlerde istifa etti. şimdi her şey belirsiz, başsız.

Dünyada ise işler hızlı ilerliyor.

Mesela hiç de ihtiyacı olmadığı halde benzer bir proje New York için hazırlandı, yakında gösterime giriyor (New York I Love You).
Berlin'in, Rio'nun, Kudüs'ün ve şangay'ın filmleri de yolda. Neden?

Kentler hakkında yapılmış bu tarz film projeleri en etkili reklam da ondan.

Yücel'in blogunda bu durumun altı çizilmiş zaten. Kentlerin marka değerini artırmak için en etkili mecra, yüzde 18'lik payla sinema ve dizilermiş. Filmlerde/dizilerde gördüğümüz yerlere gitmek istemiyor muyuz? O hesap işte. Peki biz bu şahane proje için daha ne duruyoruz?

Niye bu kadar yavaş ilerliyor her şey? 

Neden kıskançlık damarları çatlıyor birilerinin hemen? Anlaşılır gibi değil.

“İstanbul On My Mind”ın bir an önce hayata geçmesi dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder